CHP ontolojik sorunlar içinde!
Başbakan, CHP’nin yemin boykotuna sert yanıt verdi: Muhalefet ister gelsin, ister gelmesin parlamentonun çalışmasına engel yoktur. Sayın Kılıçdaroğlu, komisyon bal gibi çalışır. İstiyoruz ki, demokrasi muhalefetle güç kazandığından siz de orada olun. Gelirsiniz ya da gelmezsiniz, o sizin bileceğiniz iş.
SOKAKLARA DÖKMEDİK: Milli irade dışındaki her müdahaleye karşı çıktık, göğüs gerdik. Hukukun zorlanması, çarpıtılması, yetkilerin, sınırların aşılması karşısında sağduyulu olduk, sabırlı olduk, kararlı ve cesur bir duruş sergiledik. Çok büyük haksızlıklara maruz kaldık. Hakkımızda, ’muhtar bile olamaz’ diye manşetler atıldı. Şiir okuduğumuz için hüküm giydik. Bu şiir, Talim Terbiye Kurulu’nun kayıtlarında, onların referansıyla kitaplara girmiş bir şiir olmasına rağmen... Beğenmediğimiz, eleştirdiğimiz düzenlemeler, uygulamalar oldu ama hukuk kurallarını hiçe saymadık, Anayasa’yı -affınıza sığınıyorum- takmamazlık etmedik. Dayatmalarla, tehditlerle yol almaya çalışmadık ve biz, oy tabanımızı, bize gönül verenleri sokaklara dökmedik.
YALNIZ BIRAKILDIK: Tüm bu süreçlerde hep yalnız bırakıldık... Yılmadık, yıkılmadık, vazgeçmedik ve kararlılıkla mücadelemizi sürdürdük. Milli irade üzerinde vesayeti kabul etmiyoruz. Demokrasi ve hukuk dışı uygulamalara asla tevessül etmiyor, asla göz yummuyoruz ancak en az bunun kadar, hukukun zorlanmasını, hiçe sayılmasını, demokrasinin istismar edilmesini de tasvip etmiyor, bunu da asla onaylamıyoruz. Dayatmalarla, tehditlerle netice alınamayacağını çok iyi biliyoruz. Meclisi boykot ederek, Meclis’in meşruiyetini tartışmaya açarak ulaşılabilecek bir hedef olmadığını çok iyi biliyoruz.
ALIŞKANLIK NÜKSETTİ: Türkiye bir hukuk devletidir. Üstelik bugün Türkiye, üstünlerin hukukunun değil, hukukun üstünlüğünün egemen olmaya başladığı bir ülkedir. Yargının kararlarından dolayı, doğrudan Ak Parti’yi, doğrudan hükümeti itham edenler, eski alışkanlıkları nüksedenlerdir. İktidarımız döneminde kapatılma davasına maruz kalmış bir partiyiz. O durumda dahi mücadelemizi hukuk içinde verdik, başka herhangi bir yola tevessül etmedik... Dün milli iradeyi temsil eden yargı, bugün temsil etmiyor mu? Dün güya millet adına karar veren yargı, bugün millet adına karar vermiyor mu? Ak Parti iktidarını, çoğunluğun azınlığa tahakkümü olarak sorgulamak isteyenler, acaba bugün azınlığın çoğunluğa tahakkümünü sorgulamayacak mı? Şu anda aradıkları bu; azınlık çoğunluğa tahakküm etsin. O zaman bu milletin iradesini nereye koyacağız?
BAŞBAKAN NE YAPACAK?: “Başbakan bu işi çözsün diyenlere” sesleniyorum; Başbakan ne yapacak? Hakimleri, mahkemeleri arayıp, talimat mı verecek? Başka iktidarlar döneminde bunlar yaşanmış olabilir, yaşandığını da biz çok iyi biliriz, kayıtlarda var. Öyle anladığınız anlamda kayıt değil ama yaşayanlarla konuştuk biz. Bizzat mağduriyetini yaşayanlar olarak biliriz ama bizim dönemimizde bunlar yaşanmaz ve yaşanmayacak.
MUZ CUMHURİYETİ Mİ?: Yargı kararlarından dolayı TBMM’ye gelmeyenler, gelip de yemin etmeyenler, yasama-yürütme-yargı güçlerinin ayrımını hala kabullenemeyenlerdir. Hiç kimsenin kanunları da hiçe sayma, çiğneme hakkı yoktur. Türkiye muz cumhuriyeti değil, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir.
SAĞDUYULU OLMALILAR: Türkiye’nin karşılaştığı her sorun, hepimizin sorunudur. Sorun, TBMM’nin, yani Türkiye’nin sorunudur. Dolayısıyla çözüm de kaçınılmaz olarak ortak olacaktır. Muhalefet partileri sağduyu içinde hareket etmek, makul öneriler getirmek durumundadır. Tepkiyle, protestoyla, boykotla hiçbir yere varılamaz. Sorunları bu hale getirenlerin, sorunu derinleştirmek yerine daha serinkanlı davranmaları gerekir. Meclise geleceksin, öbür tarafta oturacaksın, orada bulunacaksın ve ’ben yokum’ diyeceksin.
KARA LEKE OLACAK: Ey sevgili milletim, TBMM’nin çatısı altında Genel Kurul’a girmek suretiyle geçici başkanın da yoklamayı yaparken ismini andığı kişi, Genel Kurul’da olduğu halde onun “yok” demesini hangi dürüstlük anlayışı içine sığdırıyorsunuz? Dürüstlük kavramıyla yalan ne zamandan beri arkadaş oldular? En önde oturacaksın ondan sonra kendini yok yazdıracaksın. Nasıl dürüstlük bu? Bu anamuhalefetin tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Geçici başkanları önce ’yok yok’ dedi. Baktılar ki büyük bir tarihi hata yapıyoruz, hemen uyarı geldi. Ondan sonra dikkat ederseniz ’yok’ demedi ama desen de, demesen de tarih bu anları tespit etti. Hepiniz oradasınız ama kendinizi yok yazdırıyorsunuz. Bunu yutmazlar beyler.
DİĞER YÜZDE 50’NİN TERCİHİNİ DE ÖNEMSİYORUZ
Biz, yüzde 50’nin tercihini ne kadar önemsiyorsak diğer yüzde 50’nin tercihini de o kadar önemsiyoruz. Bize oy verenlerin takdirini önemsediğimiz kadar, oy vermeyenlerin de takdirini önemsiyoruz. Neden o yüzde 50’ye ulaşamadığımızın muhasebesini her an gündemimizde tutuyoruz.
CHP ontolojik sorunlar içinde
- CHP ontolojik (varoluş bilimi) sorunlar içerisindedir. Dün sandığı, bugün Meclisi boykot edenler bilsinler ki, milli iradenin önündeki engel AK Parti olmayacak, bizzat kendileri olacaktır. Millet bize, muhalefet partilerine, bağımsız milletvekillerine boykot yetkisi değil, yasama yetkisi, yasa yapma yetkisi verdi. Şimdi millete ne diyecekler? Siz Meclise girme veya yasa yapma dediniz onun için yapmıyoruz mu diyecekler? Anayasa, yasalar ve Meclis iç tüzüğü, yasama çalışmalarının hiçbir engelle karşılaşmadan yürütülmesi konusunda Genel Kurul’a yetki veriyor. Biz, normal şekilde çalışmalarımızı yürüteceğiz... Meclisi çalıştırmaya devam edeceğiz. Muhalefetin, hem mevcut sorunları hem de ülkenin genel sorunlarını aşma noktasında sorumlu davranıp, yemin edip, Meclis çalışmalarına katılması en büyük arzumuzdur. Bu olmadığı takdirde, milli iradenin boykot yoluyla engellenmesine de müsaade etmeyeceğiz.
- Muhalefet ister gelsin ister gelmesin, parlamentonun çalışmasına mani bir hal yoktur. Anamuhalefet, ’biz olmadığımız sürece komisyonlar çalışmaz’ diyor. İnanın kılavuzu yanlış. Parlamento hukukunu bilen bir tane yanında adamı yok. Çünkü demokrasinin, özellikle Türkiye’deki, bizim parlamentomuzun çalışmasına yönelik iktidar güçlü kılmıştır. Neden? Azınlık çoğunluğa tahakküm etmesin diye. ’Komisyona muhalefet gelmediğinde komisyon çalışmaz’ diye bir şey yok. Komisyonu bir keresinde muhalefet terk etti ve Anayasa Mahkemesi’ne götürdü. Ne yaptı Anayasa Mahkemesi? Geri gönderdi. Önümüzde bir örnek var. Televizyonlarda diyor ki; ’eğer biz komisyonlarda olmazsak komisyon çalışmaz. Sayın Kılıçdaroğlu, komisyon bal gibi çalışır. Yeter ki bizim arkadaşlarımızın katılımında bir eksiklik olmasın. Herkes katılsın bak nasıl çalışıyor, göreceksin.
- CHP kendisine “yeni” sıfatını yakıştırıyor, bununla birlikte, “eski kafa” ile yola devam ediyor. CHP’nin Meclis’e gelip yemin etmemesi, boykot kararı alması da işte aynen milli iradeye yönelik çarpık bakış açısının bir tezahürüdür. CHP’nin, bir an önce bu kafa karışıklığından, fikir karmaşasından, şaşkınlıktan kurtulup, anamuhalefet görevini devralmasını bekliyoruz.
DUYGULANDILAR
Erdoğan konuşmasında “Her zamanki gibi yapıcı olacağız. Yapan tarafta, üreten, samimiyetle çalışan, kararlılıkla ve cesaretle çözen tarafta olacağız. Nezaket, zerafet, güzel Türkçe, tevazu bizim bu dönemde de hassasiyetle riayet edeceğimiz hususlar olacak” dedikten sonra Şeyh Edebali’nin nasihatini okudu. Duygulanan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’nın gözleri doldu.
Haberin Devamı